Doğu Ekpresi ile Yolculuk

Doğu Ekpresi ile Yolculuk
25 Ekim 2024
#Tren Yolculuğu#Gezi#Yolculuk#Doğu Ekspresi#Kars

Doğu Ekspresi’yle yaşadığımız yolculuk, gerçekten rüya gibi bir deneyimdi. Şimdi geriye baktığımızda, trenin penceresinden akan dağ manzaraları, sabah sislerinde beliren köyler ve yıldızların altında geçen sessiz saatler karşısında hâlâ hayret içindeyiz. Yolculuk uzun sürse de, içimizden “bitmesin” diye dua ettiğimiz anlar oldu.

Biz, iki çocuk ve iki yetişkinden oluşan bir aileyiz. Yolculuğumuzu yaptığımızda kızımız Şifa 9, oğlumuz Vefa ise 6 yaşındaydı. Bu yaş grubundaki çocuklarla tren yolculuğu yapmanın zor olacağını düşünebilirsiniz — ancak beklentimizin aksine, hiçbir sorun yaşamadık. Çocuklarımız doğa ve yolculuk temalı deneyimlere alışkınlardı (önceki yıllarda ailece doğa kampı, koy gezileri gibi aktivitelerde bulunmuştuk), bu da onların bu tür uzun yolculuklara çok uyumlu olmasını sağladı.

Peki siz de benzer bir aileyseniz bu yolculuğu yapabilir misiniz? Cevabımız: Evet, kesinlikle hatta özellikle öneririz. Şimdi, Doğu Ekspresi’ne binmeden önce bilmeniz gerekenleri, nasıl hazırlanacağınızı ve nelerin sizi beklediğini detaylıca anlatıyoruz.

Bilet Almak: Doğu Ekspresi’nin En Zor Ama En Heyecanlı Aşaması

Doğu Ekspresi yolculuğunun en zor kısmı, bilet alabilmek. Biz Şubat ayı okul tatilinde gitmek istedik ki bu da talebin zirve yaptığı dönemdi. Sonuç olarak 15 günlük okul tatil süresinin içerisinde gidiş için bir gün, dönüş içinse dört gün sonra bilet almak zorunda kaldık. Ve işte o süreç, neredeyse bir “maceranın başlangıcı” oldu.

Aşağıda, bileti gerçekten alabilmeniz için izlemeniz gereken adımları paylaşıyoruz. Bu ipuçları, bizim deneyimlerimize dayanıyor. Sistem açıldıktan sonra, 3–4 saniye içinde tüm yerler doluyor.

✅ 1. Satış Tarihini Kesinlikle Öğrenin
TCDD, tren bileti satışlarını genellikle 30 gün önceden açıyor. Ancak bu süre değişebiliyor. Gitmek istediğiniz tarihten en az 35 gün önce TCDD resmi sitesini (veya uygulamasını) sıkı takibe alın.

✅ 2. “Açılış Saatini” Deneyerek Bulun
Biletlerin tam olarak kaçta açıldığını TCDD açıkça belirtmiyor. Örneğin 25 Şubat’a gidecekseniz, biletler 24 Ocak gecesi açılır — ama saat kaçta? Biz 3–4 gün boyunca gece yarısı denemeler yaparak saat aralığını tespit ettik. Yolculuğumuz sırasında biletler gece 02:10–02:15 arasında açılıyordu. Bu pencere her ay biraz kayabiliyor.

✅ 3. İki Cihaz, İki Bağlantı: Hız Kritik!
Biletler açıldıktan 3–4 saniye içinde tükendi. Bu yüzden en az iki kişi aynı anda denesin. Biriniz Wi-Fi, diğeri mobil veri kullansın. TCDD mobil uygulaması bazen web sitesinden daha hızlı çalışabiliyor — ikisini de açık tutun.

✅ 4. Deneme Yapın, Strateji Geliştirin
Açılış saatinde en az bir hafta boyunca “kuru çalıştırmalar” yapın. Giriş ve yolcu bilgilerinizi önceden kaydedin. Pulman mı, yataklı vagon mu? Kararınızı önceden verin.
🤫 Bir püf noktamız vardı — ama onu burada paylaşmayacağız. Siz de kendi stratejinizi geliştirin!

✅ 5. Gidiş Bileti Alındı mı, Hemen Dönüşü Planlayın
Gidiş biletinizi aldığınızda hissettiğiniz o büyük mutluluğu tarif edemem — ama ardından aklınıza hemen bir soru gelir: “Peki ya dönüş bileti?” Dönüş için de aynı süreci tekrarlamalısınız. Eğer onu da almayı başarırsanız, artık gerçekten “mission completed” hissini yaşarsınız.

Yolculuk Başlangıcı: Ankara’dan Kars’a 27 Saatlik Bir Yol

Doğu Ekspresi, kış aylarında neredeyse her gün (bir gün hariç) Ankara’dan Kars’a sefer düzenliyor. Tren akşam 17.00 civarında Ankara Garı’ndan kalkıyor ve ertesi gün 20.00–21.00 arasında Kars’a varıyor. Toplamda yaklaşık 27 saatlik bir yolculuk bu — ama zaman, pencereden akan manzaralarla çok hızlı geçiyor.

Gidiş yolculuğumuzda hiç rötar olmadı. Ancak dönüşte tren yaklaşık 2 saat geç kaldı. Bazı seferlerde bu sürenin daha da uzayabildiğini duydum. Bu yüzden Kars’tan sonra başka bir uçuş ya da randevunuz varsa, en az yarım günlik tampon bırakmanızı öneririm.

💡 Önemli: Tren Ankara’dan tam vaktinde kalkıyor. Geç kalırsanız bindiremiyorlar — bu yüzden en geç 16.30’da garın önünde olun.

Yolcu Ekipmanı: Ne Almalısınız?

Yolculuk boyunca yiyecek ve içecek stoğunuzu mutlaka yanınıza alın. Tren, seyir halindeyken ara istasyonlarda çok kısa duruyor, çoğu kez indirip alışveriş yapacak zaman bile olmuyor. Üstelik bazı köy garlarında hiç market veya kantin bile bulunmuyor.

Biz yanımızda şunları taşıdık:

Bol su ve atıştırmalık (kuruyemiş, çikolata, bisküvi)
Hafif öğünler (sandviç, meyve)
Termos (çay veya sıcak içecek için çok işe yarıyor)
Sıvı el sabunu ve kağıt havlu: Vagonlardaki tuvaletler temiz olsa da, el yıkama imkânı sınırlı. Bu küçük malzemeler büyük fark yaratıyor.

Nevresim takımı konusunda endişelenmeyin — TCDD, her yolcuya yeni ve temiz bir set (çarşaf, yastık kılıfı, battaniye) veriyor.

Yol Boyu: 1400 km’de Türkiye’nin Kalbi ve Dağları

Doğu Ekspresi ile yaklaşık 1400 kilometre yol alıyorsunuz. Bu mesafe sadece bir sayı değil — Türkiye’nin içinden geçen bir şiir gibi akıyor. Ankara’dan Kars’a kadar ülkenin en farklı coğrafyalarından geçiyorsunuz: ovalar, nehirler, dağ geçitleri, sisli vadiler ve unutulmuş köyler…
Tren, sırasıyla şu illerden geçiyor:
Ankara → Kırıkkale → Kayseri → Sivas → Erzincan → Erzurum → Kars
Yol boyunca 40’tan fazla istasyonda duruyor, 99 tüneli aşıyor ve dört büyük nehrin üzerinden geçiyor:
Kızılırmak
Yeşilırmak
Fırat
Aras
Aynı zamanda üç önemli dağ sırası arasından süzülüyor:
Yıldız Dağları
Munzur Dağları
Allahuekber Dağları
🌄 Unutulmaz Manzaralar
Pencere kenarında oturmak, bu yolculuğun en büyük lüksü. İşte bizim en çok etkilendiğimiz anlar:
Erzincan Ovası: Sabahın erken saatlerinde, sisin arasından yavaşça beliren tarlalar ve tek başına duran çınar ağaçları…
Palandöken Dağı: Erzurum’a yaklaştıkça, pencereden görünen bu dev dağ, tüm ihtişamıyla karşınıza çıkıyor. Karla kaplı zirvesi, gökyüzüne dokunuyor gibi.
Sarıkamış Şehitliği: Tren yavaşladığında, sessizlik hâkim oluyor. Buradan bakarken içimizde saygı ve hüzün birleşiyor.
Bu manzaralar, sadece gözle değil, içinizle hissediliyor. Özellikle çocuklar bile — Şifa ve Vefa — saatlerce pencereye yapışmış, “Baba şu dağın adı ne?” diye soruyorlardı.

Pencere Kenarında Geçen Saatler: Doğa Belgeseli Gibi Bir Yolculuk

Tren, yolculuk boyunca dağların arasından kıvrıla kıvrıla ilerliyor. Genellikle akarsu yataklarının hemen yanından geçiyor — bazen suyun sesi bile duyuluyor. Yolculuk hızı da değişiyor: kimi zaman hızlı, kimi zaman neredeyse yürür adım ilerliyor. Bu yavaşlık, aslında bir lüks: manzarayı kaçırmıyorsunuz.

En keyifli anlardan biri, yatağınızda uzanırken camdan dışarıyı izlemek. Her dakika değişen bir tablo karşınızda:

Yeşil vadiler
Ufukta beliren köylerin minik evleri
Tepelerdeki tek başına duran çam ağaçları
Sis perdesiyle kaplı dağ sırtları
Karla örtülü geniş ovalar
Tüm bunlar birleşince panoramik bir doğal şölen ortaya çıkıyor. Gerçekten de evde yattığınız yerden doğa, tarih ve coğrafya belgeseli izler gibiydik.

🚂 Trenin Kendisi de Bir Manzara
Tünellerde cam karanlığa dönüyor ve kendi yansımanızı görüyorsunuz — sanki bir an için gerçeklik duruyor. Kavisli yollarda, trenin önünden duman çıkararak ilerleyen lokomotifi izlemek ayrı bir keyif. Özellikle sabahın erken saatlerinde, sisli sabahlar ve karla kaplı düzlükler yolculuğa mistik bir hava katıyor.

Trende Hayat: 26 Saatte Küçük Bir Vagon, Büyük Bir Ev

Kompartmana ilk girdiğinizde küçük ve dar gelebilir. Ama alıştıkça — hatta sevmeye başladıkça — bu küçük alan, geçici bir ev haline geliyor. Biz 26 saatin büyük bölümünü burada geçirdik ve sonunda gerçekten “ev gibi” hissetmeye başladık.

🫖 Pratik Detaylar
Su ısıtıcı (kettle) resmi olarak yasak, ama neredeyse her kompartmanda birisi vardı! Biz yanımıza almadık ve pişman olduk — özellikle sabah çayımızı demlemek için.
Yiyecek ve su takası yaygın! Uzun yolculukta herkes bir şeyler paylaşmayı seviyor. Birbirinize kuruyemiş, meyve, hatta ev yapımı kek veriyor, karşılığında sohbet ediyorsunuz.
9 kompartmanlı vagonda zamanla komşularla doğal bir arkadaşlık oluşuyor.
💡 Küçük Dokunuşlar, Büyük Fark Yaratıyor
Biz, trende hem iç hem dış görünümü güzelleştirmek için LED ışıklı, kar tanesi şeklinde süsler götürdük. Gece vakti kompartmanın ışığını kapatıp sadece bu ışıklarla dışarıyı izlemek, gerçekten büyüleyiciydi. Pencereden akan karla kaplı dağlar ve karanlık vadiler, bu yumuşak ışıkla birleşince sanki bir peri masalındaymış gibi hissettiriyordu.

Çocuklarımız “Bizim odamız bu!” diyerek kompartmanı benimsedi. Yavaşça ilerleyen tren, sessiz gece saatleri, pencereden süzülen ay ışığı… Tüm bunlar birleşince, bu küçük oda gerçekten bir ev oluyor.

tren-99

Trende Hayat: Sıcaklık, Giyim ve Küçük Konforlar

Kış aylarında kompartmanlar oldukça sıcak, hatta bazen bayağı sıcak olabiliyor. Isıtma sistemi iyi çalışıyor, bu yüzden soğukla ilgili endişeniz olmasın. Tam tersine:

İnce giysilerinizi mutlaka yanınıza alın. Kalın kıyafetlerle binerseniz, trende hemen terlemeye başlayabilirsiniz.
Unutmayın: Varış noktanız Kars! Trende sıcakken, Kars’ta sizi -15°C’ye varan soğuklar bekliyor olacak. Bu yüzden giysilerinizi katmanlar halinde hazırlamak en akıllıca yöntem:

Trende: İnce tişört + ince kazak
Kars’ta: Üzerine mont, atkı, eldiven, bere
👣 Ayakkabı ve Terlik
Ayakkabınızı sık sık çıkarmanız gerekebilir. Bu yüzden rahat, kaymaz terlik almanızı öneririz. Biz ev tipi terliklerden götürdük — hem hijyenik hem de çok rahat oldu. Ayakkabınız da kolay çıkarılıp giyilebilen bir model olsun.

tren-8

Çocuklarla Doğu Ekspresi: Masumiyetin En Güzel Yolculuğu

Bu yolculuk, çocuklarımız için unutulmaz bir macera oldu. Şifa ve Vefa, trende geçen her anı oyun, keşif ve hayal dünyasına dönüştürdüler.

En çok eğlendikleri şey, vagonun merdivenlerini kullanmak oldu. Bir aşağı, bir yukarı — sanki tren onların kendi kaleleriymiş gibi koşuşturdular. Yolculuk boyunca hiç sıkılmadılar, çünkü her şey onlar için yeni bir deneyimdi.

Akşam olunca pijamalarını giyip, yataklarını kendi elleriyle hazırladılar. Uyumadan önce pencereden akan karanlığı izlerken, “Yarın uyanınca nerede olacağız?” diye fısıldadılar. Sabah kalktıklarında hâlâ yolun devam ettiğini görmek ise onları çok heyecanlandırdı.

“Tren durmadan uyuduk, ama sabah hâlâ gidiyormuş!” dedi Vefa, gözleri fal taşı gibi açılmış.

Bu tür bir yolculuğun, çocukların hayal gücünü, sabrını ve gözlem yeteneğini geliştirdiğini gördük. Ekran değil, pencere onların ana eğlence kaynağı oldu. Ve biz ebeveyn olarak, onların bu saf coşkusunu izlemekten büyük mutluluk duyduk.

tren-4

İstasyon Durakları: Kısa Molalar, Sınırlı Seçenekler

Tren, şehir merkezlerinde yaklaşık 15 dakika duruyor. Bu süre zarfında istasyonlarda genellikle basit büfeler bulunuyor: su, gazoz, bisküvi, sandviç, bazen de simit gibi hızlı tüketilebilir ürünler satılıyor.

Biz bu büfeleri pek tercih etmedik — hem hijyen konusunda temkinliydik, hem de yanımızda kendi hazırladığımız yiyecekleri taşıdığımız için ihtiyacımız olmamıştı. Ancak acil durumda veya unutkanlık yaşadıysanız, bu duraklar kısa bir ikmal imkânı sunuyor.

💡 İpucu: Özellikle Sivas, Erzincan ve Erzurum gibi büyük istasyonlarda seçeneğiniz biraz daha fazla olabiliyor. Yine de güvenilir ve taze yiyecek için kendi stoğunuzu yanınızda bulundurmanızı öneririz.

pic-5

Yolda Yemek: Çağ Kebabı ve Neden Bekledik

Erzurum’a varmadan önce, vagonlarda çağ kebabı isteyenler için talep toplanıyor. Tren Erzurum Garı’na ulaşmadan, garın önünde kebaplar önceden hazırlanıyor; tren durunca da hızlıca dağıtılıyor. Süreç oldukça organize görünüyor.

Ancak biz bu seçeneği tercih etmedik. Dağıtım sırasında gördüklerimiz — hem hijyen hem sunum açısından — bize doğru bir karar verdiğimizi hissettirdi. Detaylarına girmeyeceğim, ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim:

Çağ kebabını Kars’ta çok daha lezzetli ve taze olarak yiyebilirsiniz.

Aslında bizim görüşümüze göre, Doğu Ekspresi’nde en iyisi yemek konusunda sabretmek. Çünkü Kars’a vardığınızda sizi bekleyen gerçek lezzetler var: taze Kars kaşarı, lokum gibi etli köfte, tandırda pişmiş etler… Bunlar için birkaç saat aç kalmak bile değer.

pic-13

Yol Boyu Eğlence: Ekran Değil, Ortak Zaman

27 saatlik bir yolculukta, özellikle çocuklar için ekran süresini sınırlı tutmak isteyebilirsiniz. Biz bunun için yanımıza basit ama etkili birkaç şey aldık:
Kitaplar (hem yetişkin hem çocuk için),
Küçük kutu oyunları (isim-şehir, uno, minik puzzle gibi),
Renkli kalemler ve boyama defterleri (çocuklar için harika bir zaman doldurucu),
Hatta bir seyahat defteri — Şifa ve Vefa, her gün gördükleri manzaraları ve duygularını kısaca yazdılar.
Bu küçük eşyalar, trende ailece sohbet etmeyi, gülüşmeyi ve birlikte vakit geçirmeyi kolaylaştırdı. Pencereden akan manzaralar eşliğinde bir oyun oynamak, aslında modern hayatın telaşından uzaklaşmanın en güzel yollarından biri oldu.

tren-son

Kars’a Varış: Soğuk Karşılama, Sıcak Anılar

Gidiş yolculuğunun sonunda Kars’a vardık. Şehir, beklentilerimizin çok ötesinde soğuktu — özellikle trenden iner inmez, kemiklerimize işleyen o kış havasıyla tanıştık. İlk saatlerde epey üşüdük, kat kat giyindik, ama birkaç saat içinde Kars’ın soğuk havasına da alıştık ve onu sevdik.

Şehirde geçirdiğimiz birkaç gün, gerçekten unutulmaz oldu. Hem doğası hem tarihi hem de insanlarıyla Kars, bize kendine has bir sıcaklık sundu — soğuk havasına rağmen!

Ardından aynı rotayı Ankara yönünde bir kez daha izledik. Dönüş yolculuğu da kendi huzurunu, kendi güzelliklerini taşıdı. Pencerelerden akan manzaralar bu kez farklı bir hüzünle bizi selamladı: “Gidiyoruz” hissiyle karışık bir huzur.

📝 Not: Kars’ta neler gördük, nerede konakladık, hangi lezzetleri tattık — bunları ayrı bir yazıda detaylıca paylaşacağız. Çünkü Kars, sadece bir uğrak değil; Doğu Ekspresi’nin asıl ödülleri


Benzer Yazılar

Bekleyiniz ...

Bekleyiniz ...

footer_logo

Bütün Hakları Saklıdır @2024

mehmetaltann@gmail.com